Bozcaada’da Tatil

0
113

Yakın zaman için tatil planı yapanlar, çok daha sonrası için plan yapanlar ya da henüz tatil planı yapmamış olanlara sözüm: Bozcada mutlaka gidilip görülmesi gereken, havasının defalarca kez derin derin içe çekilmesi gereken şüphesiz Türkiye’nin sahip olduğu en büyük nimetlerden biri. Gidielecek yerler listenizde mutlaka olmalı. Nasıl başlasam bilmiyorum. En iyisi en baştan başlamak olack sanırım. Çanakkale Geyikli’den kalkan bir feribotla adaya geçiyorsunuz. Güvertede yavaş yavaş adaya doğru ilerlerken bu tuhaf, renksiz hatta hayat yokmuş gibi duran kara parçasının nasıl bir yer olduğunu ancak vardığınızda ve gezilmedik yer bırakmayınca anlayacaksınız.

Yola Koyulma Vakti!

Feribot adanın merkezine yanaşacaktır. Heyecan yapıp gezmeye adanın merkezinden başlayayım demeyin sakın. Size tavsiyem orayı en sona bırakın, zaten ortalama 2-3 saatinizi alıyor. Aracınız var ise yola koyulma vakti. Yok ise hiç sorun değil. Günlük kiralama yapan bazı firmalar mevcut. Ve üstelik safarilerde kullanılan küçük ve üstü açık Suzuki jiplerden kiralamanız ilginç bir deneyim olabilir. Ada merkezinden adanın iç kesimlerine ilerleyebilmeniz için tek bir yol var. Yolu takip edip yol ayrımında Tuzburnu, akvaryum koyu tabelalarını izlemeniz olacaktır.

Akvaryum Koyu

Tarif ettiğim istikamette yavaş yavaş ilerlerken irili ufaklı birçok tepelik ve koy geçeceksiniz. Tavsiyem: üşenmeden her birinde inip en az bir kaç kare fotoğraf çekmeniz olacaktır. Bencillik etmeyin ve gözlerinizin gördüğü bu güzel manzaraların başkaları tarafından görülmesine izin verin. Koy ve tepeliklerden ilerlerken arada kalmış gizli bir koy olan akvaryum koyunu navigasyon ya da başka metodlarla bulmanızı öneriyorum. Asfalttan toprak yola inip çukurlara bata çıka koya inebilirsiniz. Küçücük bir kumsalı vardır. Yazları kumsalda havlunuzu serecek yer bulmanız imkansızdır. Mutlaka serin ve cam gibi berrak suyuna bir kez girin ve rahatlayın. Küçük balıklar merhaba demek için baldır bacak ısırabilir. Söylemesi benden.. Kumsalda güneşlenip içeceğinizi yudumlarken manzarayı seyredin.

Gemili Koy

Çok zor olacak biliyorum ama akvaryum koyu ile vedalaşıp yola devam etme zamanı geldi. Kaldığımız yerden yola devam edip yine aynı strateji ile yani hoşunuza giden yerlerde durarak ilerlemeye devam edin. Gemili koy diye navigasyonda aratmaya kalkmayın bulamazsınız. Çünkü bu isim oraya gelip gidenlerin doğaçlama olarak verdiği bir isim. Mısır bandıralı bir yük gemisinin sebebi belli olmayan bir şekilde karaya vurması ve adaya gelen ziyaretçilerin koya bu ismi vermesi durumu mevcut. Peki, nasıl bulacağız diyorsanız şayet; endişeniz olmasın yolunuzda kendi halinizde ilerlerken kumsala vurmuş olan koca gemiyi görmemeniz mümkün değil. Yine bol çukurlu bir rampa inişinden sonra kumsala varıp karaya vurmuş olan gemiyi daha yakından görebilirsiniz. Denize girip serinlemek için burası da uygun bir yer. Tabi tercih size kalmış.

 

Ayazma Plajı

Gemili koy’dan çıkıp yola devam edilir ve 5-6 dakika içinde pek çok işletmenin ve etrafında pansiyon vb. mekanların olduğu Ayazma Plajına gelinir. Uzun bir kumsalı olan Ayazma’da konaklama yapıp yapmamak sizin tericihiniz. Karnınız acıktıysa Koreli Restoranda bir şeyler atıştırabilirsiniz. Yola devam edip ilerlediğinizde ise adanın tek camping işletmesi olan ada campingi göreceksiniz. Konaklama tercihinizi burada da kullanabilirsiniz. Hazır kurulu çadırlar ve bungalov evlerde kalabilirsiniz.

Polente Feneri/Burnu

Aynı yol üzerinden devam ederek adanın en batısına doğru yol alıyoruz. Uygun bir zamanlamayla hareket ederseniz güneşin batışını Polente Feneri’nin olduğu yerde seyretmek en güzeli. Öyle ki bunun için adanın merkezinde kalanlara bile servis hizmeti var. Yani müptelası bir hayli fazla acele etmenizde fayda var. Polente Fenerinin olduğu yer aynı zamanda adanın en çok rüzgar alan yeri olduğu için buraya Alman bir firma Rüzgar gülü dediğimiz Tribünlerden yapmış. Adanın elektriği buradan sağlanıyor. Eş zamanlı olarak onları da görme fırsatınız olabilir. Güneşin batışı sırasında etrafınızda kurulan sofraları, başbaşa gelip şarap açan çiftleri, çekirdek çitleyenleri görmeniz mümkün. Yeterince şanslıysanız ve havada bulut yoksa güneşin dakikalar içinde şahane batışını seyredebilirsiniz.

Gece İçin Öneriler

Konaklama konusunda serbest bırakmıştım. O işi hallettiniz ya da halledeceksiniz. Gece için önerilerim: ya Polente’de ılık esen rüzgarla sohbete devam edeceksiniz ya da beğendiğiniz koylardan birinde aynı şeyi yapacaksınız. Acıktıysanız eğer ada merkezine dönüp iskelenin oradaki mekanlarda mezeler ve müzik eşliğinde daha farklı bir gece geçirebilirsiniz. Rumların olduğu tarafta ise taverna ve Rum usulü meyhaneler de bulunmakta. Dolayısıyla bu noktada karar sizin.

Güneşli Bir Sabaha Uyanmanız Dileğiyle

Yorucu geçen bir günün ardından güzel bir kahvaltı yapmalısınız. Ada merkezinde kahvaltı yapacağınız onlarca yer var. Damak zevkinize göre birine karar verirsiniz. Kahvaltı sonrası yapacağınız şey ada merkezini gezmek olsun. Dar ve tarih kokan sokaklarını, eski rum evlerini ve kiliseleri, Bozcada Kalesini mutlaka gezmeye vakit ayırın.

Kurabiye, Reçel Ve Şarap

Geldik alışverişe. Başlıkta ismi geçen üçlü mutlaka alışveriş listenizde olmalı. Bunun için Bozcadalı Veli Dede Fırınına uğramalısınız. Damla sakızlı ve tereyağlı kurabiyelerinden ayrı ayrı almanızda fayda var. Fırında gözünüzü alan ve almayı isteyeceğiniz çok sayıda şey var. Onlar size kalmış. Hemen yan tarafında Veli Dede’nin reçel dükkanı var. Burada da domates ve üzüm reçeli almanızı öneriyorum. Sıra geldi şarap seçimine. Şarap satan bir kaç marka var. Ofislerine gidip tatmanızı ve öyle almanızı tavsiye ediyorum.

Feribota doğru ilerlerken aklınızda adada geçirdiğiniz anlar aklınıza gelecek. Arkanızı dönüp şöyle bir bakın ve: mutlaka yine geleceğim! Diye kendinize bir söz verin. Bu totemi ben defalarca denedim. Ve her defasında bir sebep beni Bozcada’ya geri getirdi…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here